15 Nisan 2011 Cuma

haydeeeee....

şimdi benim hayatım ciddi bir dizi konusudur, ama henüz keşfedilemedim o ayrı... nasıl dizilerde hem kötü insanlar vardır, hem iyi insanlar, sürekli bir takım olaylar olur, bir çooook sevinirsin bir çooook üzülürsün. hah işte benim hayatım bu şekilde devam eder. diyeceksiniz ki '' eeee, ne var bunda hepimizinki böyle ''. yok güvenin bana, benimki farklı. ben aynı o çeşit çeşit dizilerdeki gibi hiç bir zaman tam sevinemem, hep bozacak bir şey çıkar, ama Allah' a şükür ki hiç bir zaman da tam üzülemem, illa ki yüzümü güldürecek bir şey oluverir.

konuya geleyim artık, bir önceki çalıştığım işyerinden ayrılırken kendime söz vermiştim, kesinlikle ve kesinlikle bir daha patron şirketinde çalışmayacağım diye. tüm başvurularımı da bu şekilde yaptım ve ınınınınnnnnnn, gayet kurumsal ve ülkenin liderlerinden bir otomotiv firmasından finans bölümü için görüşmeye çağırdılar, öyle hasrettim ki kurumsal bir firmada çalışmaya, pozisyonu önemsemedim bile. ilk görüşme gayet olumlu geçti, arkasından ikinci ve üçüncü görüşme de geldi ve sonunda iş teklifi yapıldı haziran 2010 tarihi itibari ile. ben de kabul ettim elbette, maaş da olanaklar da tahmin ettiğimden çok daha iyiydi. sonra sıra geldi evrak tamamlamaya, ilk evrak sağlık raporu... bu arada ben hamile olduğumu biliyordum artık. henüz ortada karın filan yoktu ama midem bulanıyordu bir kere... eşcağızım yener can' la uzun süre istişare yaptık, firmaya bunu nasıl anlatırız diye. zaten sağlık raporu istedikleri için, sanki bilmiyormuşuz da amaaan sağlık raporunda sürpriz çıktı gibi bir imaj yaratmaya karar verdik :) komik geliyor şu an. bir biz akıllıyız ya :) neyse nerden alınıyor bu sağlık raporu diye araştırdık, şişli etfal dediler. Cengiz Baba, birilerini koydu araya öncelikli sıra numarası almak için ama nerdeeeeeee. şişli etfal inanılmaz kalabalıktı ve raporun çıkması on günden fazla bir süre gerektiriyordu, bilmem kaç bölüm geziyorsun, o bölümlerde sıra bekliyorsun, muayene oluyorsun, sonra o muayene sonuçlarını heyete veriyorsun falan filan... eee bir de hamileyim, yanımda yöremde aksıran tıksıran, hapşuran, öksüren... yener de ben de acaip huylandık ve bu işi şişli etfal de çözemeyeceğimize karar verdik.

cin fikir yener' in aklına beşiktaş' taki sait çiftçi sağlık merkezi geldi. nitekim iki günde hallettik rapor işini. bir sonraki gün adliyeden sicil kaydımı da aldım, bahariyedeki adliyeden. hemen yan tarafında ebru hamile giyim mağazası vardı, eee gelmişken ordan da, hamilelik hevesi işte, üç beş parça bir şey aldım.

evraklarımla gittim firmaya, yüreğim pırpır... acaba ne diyecekler, hamilelik mevzusunu nasıl en sevimli şekilde aktarsam... insan kaynakları' ndaki kadıncağız evraklarımı teslim alırken, söyledim durumu... kadının nasıl gözleri doldu anlatamam, ikiz çocukları varmış ve onlara sahip olabilmek için çooook uzun yıllar mücadele etmiş, o yüzden bana üzülmememi ve evlat sahibi olmanın dünyanın en güzel şeyi olduğunu söyleyerek beni rahatlattı. sanırım ismi Elvan Hanım dı, bak içimden geldi, iyi dileklerimi yolluyorum ona şu anda... ama elbette işe başlama kararımın kendisine ait olmadığını, ilgili birimlere dönüp beni arayacağını söyledi... nitekim bir saat sonra aradı da... maalesef onlara çoook koşturacak biri lazımmış, şu anda hamile bir personelle yürütemezlermiş işleri. olsun ben yine de dürüst davranmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum, ayrıca onlar kaybetti, hıh!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder