5 Temmuz 2011 Salı

eyüp sultan' da poyraz...

içimde bir sıkıntı vardı. tutmaz tutmaz bir anda maneviyatım tutar benim. eee tuttu işte. gitmemiz gerekiyordu Eyüp Sultan' a. ben hamileyken halam, Tanoş' un askerden Şırnak' tan sağsalim dönüşü için yakın dostlarını götürmüştü, orda görevli bir kadın çok ilgilenmişti benimle, bebeğin cinsiyetini tahmin etmişti ve tutturdu da,     '' oğlun olacak senin, Yunus suresini oku ki yakışıklı ve akıllı bir oğlun olsun '' demişti. daha belli olmamıştı cinsiyeti bebişin ama ben de o kadıncağızla aynı şeyi hissediyordum ve oğlum olacağından neredeyse emindim. neyse işte o zaman halamla dedik ki, bebiş doğduğunda da gelip yine şeker dağıtalım.

biraz geç kalmış olsak da 5 temmuz salı günü, poyraz ve ben önce halama gittik. halam, ben ve minişimiz taksiye bindik ve üsküdar iskelesine geldik. poyraz anakucağında ayacıklarını sallıyordu mutluluktan, zaten evde olma da nerde olursan ol onun için yeterli. vapura bindik, bu yeni vapurlar süper, kocaman camları var ve püfür püfür çalışan klimaları. poyraz camdan baktıkça delirdi, delirdikçe cama yapıştı.

vapur yolculuğundan sonra kalabalığın içinden yürüye yürüye vardık Eyüp Sultan Türbesi' ne. bu yaz inanılmaz derecede çok olan arap turistlerden elbette burda da çoktu, ayrıca bu türbenin olmazsa olmazları bir sürü gelin - damat ve sünnet çocuğu. kalabalıktan inanılmaz keyif alan Poyraz kahkahalar ve gülücükler savurdu durdu etrafa. türbe restorasyonda olduğu için içeri giremedik, sadece avluda oturduk. sonra da çıkarken adak şekerlerimizi tuttuk Poyraz' la... bir grup izci çocuk etrafımızı sardı, Poyraz ın neşesi görmeye değerdi. resmen büyük - çocuk ayırıyor benim kuzum ve çocukları çok ama çok seviyor.

işin manevi kısmı bitince eğlence kısmı başladı, teleferiğe bindik ve pierre loti tepesine çıktık, orası nedense bana ayrı bir huzur veriyor hoş bu sefer kalabalıktan huzur almaya pek imkan yoktu ama olsun, o tepede içilen çayın tadı ayrı nedense...

daha sonra yine teleferik, yine vapur ve ev... zaten yorgunluktan, görsel ve işitsel renklilikten bitap düşmüş poyraz efendi vapurda bir uyudu, eve gelip kapıyı açana kadar da uyanmadı.






belki de o da rahatlamıştır benim gibi, manevi anlamda yani...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder